Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı döneminde Yükseköğretim Kurulunu ilk defa ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ziyaretinde, YÖK Başkanı Prof. Dr. M.A. Yekta Saraç, Yükseköğretim Genel Kurulu üyeleri ve rektörler ile görüştü.
Ziyaretin ilk kısmında, Milli Eğitim Prof. Dr. Bakanı Nabi Avcı'nın da hazır bulunduğu toplantıda Yükseköğretim Genel Kurulu üyeleri bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, YÖK Başkanı Prof. Dr. M.A. Yekta Saraç tarafından Yükseköğretim sistemimizde gelinen son durum hakkında bir sunum gerçekleştirildi.
Sunumun ardından Yükseköğretim Kurulu Konferans Salonu'nda düzenlenen "Rektörler Buluşması"nda, Sayın Cumhurbaşkanımız Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Yükseköğretim Genel Kurul Üyeleri ve rektörleriyle bir araya geldi.
Toplantıda rektörlere bir konuşma gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 12 yıllık Başbakanlık dönemi ile Cumhurbaşkanlık döneminde Yükseköğretim Kuruluna yaptığı ziyaretin ilk olduğunu belirtti ve bundan dolayı ayrıca bir heyecanının ve duygusallığının olduğunu, katılımcılarla birlikte olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade ederek konuşmasına başladı.
Bugün 176 üniversite ve 5,5 milyon öğrencimizle bu alanda bambaşka bir yerde bulunduklarını, açılan yurtlarla, verilen burs ve kredilerle, akademisyenlere sağlanan destekle üniversite eğitimi konusunda hiçbir engel bırakmamaya çalıştıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve gelmeden önce Türkiye'de uzun yıllar eğitim-öğretim sisteminin en önemli probleminin, ortaöğretimden yükseköğretime geçişteki tıkanıklık olduğunu belirtti.
Üniversiteye talep eden öğrencilerle üniversiteye yerleştirilen öğrenciler oranına bakıldığında yüzde 9'dan günümüzde yüzde 46 seviyelerine ulaştıklarını sözlerine ekleyen Erdoğan, Türkiye'de üniversite eğitiminde nicelik ve kapasite sorununu tamamıyla geride bıraktıklarına inandıklarının altını çizdi.
Bu aşamadan sonra yapılması gerekenin kalite konusunda, nitelik konusunda yoğunlaşmanın olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "Üniversite öğretim elemanları ve eğitim-öğretimle ilgili kriterleri belirleyen Yükseköğretim Kurumunun yapılan işlerin kalitesi konusunda da gayret içinde olması lazım. Bu doğrultuda yürütülen çalışmaların bir an önce sonuçlandırılarak üniversitelerimizdeki kalite sorununun çözümü yolunda süratle mesafe kat edilmesini özellikle sizlerden istirham ediyorum. Gerçekten çok sancılı süreçlerden geçerek bugünlere gelen yükseköğretim sistemimizin bu sorunu da aşacağına doğrusu ben inanıyorum. Türkiye'nin imkanları buna her zamankinden daha müsaittir. YÖK'ün öncülüğünde oluşturulacak ve kalite konusunda yoğunlaşacak bir yapının bu doğrultuda atılacak önemli bir adım olacağını düşünüyorum. Buralarda hiç endişem doğrusu yok ve buna güveniyorum. Sizlerin gayreti ve azmiyle bu konuda ülke olarak kısa sürede önemli mesafe kat edeceğimize inanıyorum."
Bu konuda üniversitelerden ve öğretim görevlilerinden çok önemli beklentisinin olduğunu belirten Recep Tayyip Erdoğan, üniversitelerin en azından bir alanda sadece ülkemizin değil tüm bölgenin, hatta dünyanın en iyilerinden biri haline gelmesi gerektiğini, tarım denildiğinde dünyada tarımın ilk kez yapıldığı, ilk üniversitenin kurulduğu Şanlıurfa'nın akla gelmesi, Harran Üniversitesi'nin başı çekmesi gerektiğini dile getirdi. Sosyal bilimlerde, fen bilimlerinde, mühendislik bilimlerinde, her alanda üniversitelerimizi marka haline dönüştürülmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, sözlerine şu şekilde devam etti: "Türkiye'nin kargaşanın, kavganın, terörün hakim olduğu üniversite kampüslerine ihtiyacı olmadığını Türkiye'nin araştırmanın, öğrenmenin, hikmetin hakim olduğu eğitim ocaklarına çok ama çok ihtiyacı var. Üniversitelerde elinde taş olan, molotof olan, sopa olan değil kitap olan, bilgisayar olan, T cetveli olan öğrenciler görmek istiyoruz, bunu yakalamamız lazım. Yol yaptırmamak, baraj yaptırmamak, tünel yaptırmamak için değil bunları kendisi tasarlamak, inşasına katkıda bulunmak için yöneticilerin karşısına dikilen öğrenciler görmek istiyoruz."
Türkiye'nin 2023 hedefleri konusunda üniversitelerimize çok önemli görevler düştüğünü belirten Erdoğan, siyasetçisiyle, bürokratıyla, üniversite hocalarıyla, özel sektörüyle, ilgili tüm taraflarıyla el ele vererek Türkiye'yi 2023 hedeflerine ulaştırmak mecburiyetinde olduklarını vurguladı.
Üniversitelerin yasalara aykırı, çözüm sürecinin ruhuna aykırı, diğer öğrenciler üzerinde baskı kurmaya, şiddete yönelik hiçbir eyleme, hiçbir girişime izin vermemeleri gerektiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı, demokrasi ve özgürlük ortamını muhafaza etmenin başka, ülkenin bekasına, milletin geleceğine yönelik tehlikeler karşısında tedbir almanın başka olduğunu ve bu ince çizgiyi çok iyi gözeterek, çok iyi koruyarak, üniversiteleri belli grupların potansiyel eylem alanları olmaktan çıkarılması gerektiğini belirtti.
Diğer önemli meselenin devletin ve toplumun içine birer kanser hücresi gibi sızmış olan paralel devlet yapılanması ile mücadelenin olduğunu sözlerine ekleyen Erdoğan, bunun şahsi meselesi olmadığını, devletin Milli Güvenlik Kurulu dahil tüm organlarında görüşülmüş, tespiti yapılmış, teşhisi konmuş ve mücadele kararı alınmış bir mesele olduğunun altını çizdi.
Yeni Türkiye, yeni anayasa ve başkanlık sistemi tekliflerinin işte bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirilebilmesine imkan sağlayacağına inandıkları için gündeme getirdiklerini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin mevcut sistemiyle ne bugünkü büyüklüğünü taşıyamayacağını ne de gelecekteki hedeflerine arzu ettiği hızla ilerleyemeyeceğini düşündüğünü, bu meselenin bir kamplaşma, bir ayrışma aracı haline dönüştürülmeden ülkenin ve milletin menfaatleri açısından değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizerken üniversitelerin bu konuda da aydınlatıcı, yol gösterici, rehberlik edici fonksiyonlarını ortaya koymaları gerektiğini sözlerine ekledi.
Kadına şiddet ve kadın hakları konularında Üniversitelerimizde de pek çok çalışma yürütüldüğünü bildiğini dile getiren Erdoğan, bu çalışmaların gerçekten etkili olabilmesi için Türk kültürü ve inancımıza uygun bir yaklaşımla yürütülmesi gerektiğine dikkat çekti. Bir başka kültürdeki kadın algısını getirip Türk toplumunda giydirmeye kalkışıldığında oradan netice alınamayacağını, Yükseköğretim Kurumumuzdan ve üniversitelerimizden kadınlarla ilgili ülkemiz gerçeklerine uygun ve eyleme dönük bir program oluşturmalarını özellikle beklediğini dile getirdi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasının ardından YÖK Başkanı Saraç ve Milli Eğitim Bakanı Avcı ile rektörler arasında basın kapalı olarak gerçekleşen toplantının soru –cevap kısmında rektörler söz alarak, Sayın Cumhurbaşkanımıza soru sorma, görüş ve önerilerini iletme imkanı buldular.