Rektörümüz Prof. Dr. Muzaffer Şeker’in de katıldığı 3. Uluslararası Helal ve Sağlıklı Gıda Kongresi, Necmettin Erbakan Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, İslam Birliği Teşkilatı Enstitüleri'nden Standartlar ve İslam Ülkeleri Metroloji Enstitüsü (SMIIC) ve Helal ve Sağlıklı Gıda Platformu (HSG) tarafından gerçekleştirildi. Ana teması "Helal ve Sağlıklı Beslenmede Farkındalık ve Sürdürebilirlik" olan Kongre; 30-31 Ekim tarihlerinde İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Prof. Dr.Cemil Birsel Konferans Salonunda yapıldı.
Kongreye Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi bir mesaj gönderdi. Emine Erdoğan mesajında; dünyanın bir yandan obezite ile mücadele ederken diğer yanda açlık ve yoksullukla pençeleştiğine; yılda on milyon insanın açlıktan öldüğüne; 1,3 milyar ton gıdanın israf edildiğine, hayatın kaynağı temiz suya dahi ulaşmakta güçlük çekildiğine dikkat çekti.
Helal Belgelendirme Yapan, Ancak Akreditasyon Zinciri Kapsamında Olmayan Farklı Uygulamalar Var
Kongre açılışında konuşan Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Genel Sekreteri Mehmet Bozdemir, “Helal belgelendirmedeki bakış açısına baktığımız zaman biz helal belgelendirmenin SMIIC standartlarına uygun olarak dünyada uygulamaların yapılmasını arzu ediyoruz. Diğer taraftan dünyada birçok helal belgelendirme yapan, ancak akreditasyon zinciri kapsamında olmayan farklı uygulamalar görüyoruz. Bunların içerisinde ciddi olanlar da var. Ancak ticari kaygılarla helal konusunda dini konulardaki hassasiyeti olmayan ve sadece ticari yaklaşımlarla yapılan sertifikasyon işlemleri de var. Bu bizi tedirgin ediyor. İnsanların maneviyatlarıyla ticari anlamda bu kadar basit bakılması son derece sıkıntı verici bir durumdur.” ifadelerini kullandı.
Diyet Önerileri Karşısında Güçlü Bir Medeniyetin ve Güçlü Bir İnancın Temsilcisi Olarak Söylenebilecek Çok Şeyimiz Var
Kongre Başkanı Prof. Dr. Ender Erdoğan, gerçekleştirilecek oturumlarda ele alınacak konulara değinerek: “Bir taraftan tüketiyoruz ve bir taraftan da diyet endüstrisini zenginleştiriyoruz. Bu konu dikkatimizi çekti. Bizde diyet önerileri karşısında güçlü bir medeniyetin ve güçlü bir inancın temsilcisi olarak söylenebilecek çok şeyimiz olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda sosyologların, eğitimcilerin, psikologların ve ilahiyatçılarımızın sözleri olduğunu düşünüyoruz. Bu konu tartışılacak ve toplumda diyet yapmadan önce aslında yapılacak çok şey olduğunu düşünüyoruz. Özellikle de bilinçli olarak az tüketmenin ön planda olması gerektiğinin ön planda olması gerektiğini düşünüyoruz ana vurgumuz bu olacaktır.” dedi.
Rektörümüz Prof. Dr. Muzaffer Şeker de konuşmasında: “Çevreyi ve bize sunulan nimetleri hor kullanarak nankörlük etmiş bireyler olarak bizim helal ve sağlıklı gıdaya her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Bu ihtiyaçlar çerçevesinde bu konuyu anlamaya ve anlatmaya da ihtiyacımız var. Vahşi kapitalizmin doğal sonucu olarak, üretmeden tüketme politikası ile karşı karşıyayız. Bu süreçte hız ve hazzın etkisiyle oluşan dengesiz ve sağlıksız beslenme alışkanlıklarının oluşarak eldeki nimetlerin yanlış kullanımının olumsuz sonuçları ortada. Elinde olanla yetinmeyen, üretmeden bilinçsizce oluşan yanlış tüketim alışkanlıkları gelecek nesillerin hayatını tehlikeye sokmaktadır.” dedi.
Mutfağı Kullanmayan ve Yemek Pişirme Alışkanlığı Olmayan Bir Nesille Karşı Karşıyayız
Ailede mutfak kültürünün giderek zayıfladığını vurgulayan Şeker; Fast-food beslenme alışkanlığıyla beraber, mutfağı kullanmayan ve mutfakta yemek pişirme alışkanlığı olmayan, neyi nasıl pişireceğini bilmeyen bir nesille karşı karşıya kalındığının altını çizdi. Şeker konuşmasında; toplumda ve bireylerde farkındalık oluşturulması ve bilinçli tüketim, sağlıklı ve helal beslenme alışkanlığının sağlanabilmesi için, konunun bütün taraflarının bir araya gelerek sürdürülebilir bir gıda stratejisi oluşturulmasının zaruriyet arz ettiğine dikkat çekti.
Ölümlerin Üçte İkisi Kanser, Kronik Hastalıkları ve Obeziteden
Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Eyüp Gümüş: “Eskiden enfeksiyon hastalıkları, yaralanmalar ve acil travmalar vardı, şimdi artık bulaşıcı olmayan hastalık grubu tüm dünyada artıyor. Nedir bunlar? Kanser, kronik hastalıklar ve obezite. Ölümlerin üçte ikisi artık bunlardan oluyor. İnsanlar bu hastalıklardan ölüyor. Bakanlık olarak biz bu 3 hastalıkla mücadelede doğru beslenmeyi önümüze aldık ve vatandaşlarımıza doğru beslenme algısını oluşturmak için çalışacağız. Eğer doğru beslenirsek kanser, obezite ve kronik hastalıklardan büyük oranda kurtulacağız. Doğru beslenme, hareketli yaşam ve sağlıklı yaşam kültürü adı altında bir konsepti de gündemimize alıyoruz. Bugün obeziteyle mücadele noktasında, artık obez olduktan sonra obezite cerrahisi yapılıyor. 'Midenin yarısını alalım' deniyor. Neden? 'Yemesin' Bundan önce bir beslenme kültürünü ortaya koymamız gerekiyor. Türkiye'de doğru beslenme noktasında çalışmaları başlattık. Özellikle ilkokulda çocukların kantinlerine müdahale ettik ve sağlıksız gıdaları dışarı aldık.” dedi.
İki gün süren Kongrede; 23 uzman ilim adamı altı oturumda “Doğal ve Sağlıklı Beslenme”, Mali ve Siyasi Boyutlarıyla Helal Gıda ve Helal Gıda Temininde Sürdürülebilirlik”, “Obezite ile Mücadelede Tıbbı Geleneksel ve Tamamlayıcı Uygulamalar”, “Çocuk, Medya ve Beslenme Eğitimi”, “Beslenmede İrade Eğitimi” başlıklarında sözlü ve poster tebliğleri sunuldu.