NEÜ'de Sinema Bizim Neyimiz Olur Konulu Webinar Gerçekleştirildi
Gazeteci, Yazar ve Senarist Bilalî YILDIRIM Necmettin Erbakan Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Mimarlık Fakültesi Radyo,Televizyon ve Sinema Bölümünün davetlisi olarak webinar söyleşisine katıldı. Bölüm Başkanımız Doç. Dr. Salih Gürbüz'ün Moderatörlüğünde verimli bir program geçekleştir.
Webinar etkinliğine katılan Yıldırım, sinemanın dünü, bugünü ve yarını hakkında önemli bilgiler verdi. Bir senaristin sahip olması gereken niteliklerinden bahseden Yıldırım, özellikle bir senaristin heybesinde kitapları olması gerektiğini ve iyi bir sinemacının hem çok okumasının gerekliliğini hem de içinde yaşadığı toplumun psikolojisini ve sosyolojisini yakından takip etmesinin önemini vurguladı. Sinemada kurmacanın oldukça önemli bir unsur olduğunu, gerçeklik olacaksa da bunun en fazla sinemanın yüzde 4 ya da 5 inde olması gerektiğini ifade etti. Ayrıca sinemada izleyicinin gözüne sokarcasına mesaj verme gibi bir anlayış ile eserin ortaya konulmamasını, bir mesaj verilecekse de bunun en fazla bir iki sahne ile ya da maksimum 90 dakikalık bir yapımd 30 saniyede verilmesinin yerinde olacağını değerlendirdi. Ülke sinemamızın oluşabilmesi içinde bu toplumun sinemacılarının kendi ülkensinden haberdar olmasının altını çizdi.
Yıldırım, "bir kelimenin daha iyi anlaşılması için cümle içinde kullanmak diye bir tanım vardı ilkokulda. Hatırladınız değil mi? Günümüzün cümle içinde kullanma şeklidir Sinema ! Böyle bir gücü yok sayarsanız eğer, gelip gelip tıkandığınız yerde neden ilerleyemediğinizi anlayamamaya, doğru ve insancıl olan fikirlerinizin neden umursanmadığına, halkın sizi neden anlamadığına üzülmeye devam edersiniz." ifadeleri de konuşmasındaki önemli hususları arasında yer aldı.
Dijital platformların sinema ile ilişkinin sinemanın niteliğine katkı sağlayabileceğini bu anlamda bu platformları olumlu gördüğünü ancak sinemanın sadece dijital ortamlarda devam etmeyeceğini, salonların, perdenin daima var olacağına inandığını ifade etti.
Söyleşinden önemli olan örneklerden birisinde ise: “Irak filmi yapmazsak, Amerika, Irak için bir film yapıp özür dilemiş gibi yapar. Irak filmi yapmazsak Belçikalı biri, anası babası öldürülen, şehri tarumar edilen iki çocuğun oynadığı ‘Neredesin Süpermen’ filmini Iraklı bir yönetmene yaptırır. Bu yüzden biz kendi coğrafyamızla ilgili filmler yapmalıyız. Eğer İbni Haldun doğru söylüyorsa yani coğrafya kaderse ve buna rağmen sınırlar çizildiyse bir önemi yok. Müslümanlar kardeştir sözü bu sınırları siler” ifadelerini kullandı.
Yıldırım, sinemaya merak salanlar için başka bir sorunun göze çarpttığını ifade ettiği konuşmasında, hali hazırda yazılmış bilgileri kaide olarak kabul edilmesinden, herkesin bildiği eskilere halel gelmesine uğraşmak, bağımsız sinema konuşup, başkalarının tanımladığı başlıklar dışına çıkmamak gibi ezberlerle karşılaşıldığını değerlendirmiştir. "Sinemanın bir güç olduğuna inanıp, kendi platformlarında Sinema başlığı altında yazacak kendi sineması olmayan gariplerin halini garipsiyor olmamı garipsemeyin ne olur kırmamız gereken bir kabuk var" ifadeleri de programdaki önemli değerlendirmeleri arasında yer almıştır.