Press and Public Relations Counsel
23.12.2024

Bilinçsizce Yapılan Boyun Kütletme, Felç Hatta Ölümle Sonuçlanabilir

 

Birçok kişinin ortak sorunu haline gelen boyun ağrılarını geçirmeye yönelik yapılan hareketler hakkında uyarıda bulunan uzmanlar, bilinçsizce boyun kütletmenin çeşitli zararlar verebileceğine dikkat çekiyor. Uzun süren ağrıların uzman kontrolünde takip edilmesi büyük önem taşıyor.

Duruş bozuklukları, masa başında geçirilen uzun saatler ve hareketsiz yaşam tarzı, özelikle boyun ve bel ağrılarına yol açabiliyor. Birçok kişinin ortak sorunu haline gelen bu ağrılardan kurtulmak için ise bilinçsizce yapılan ani kütletme gibi hareketlerle olumsuz sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Üniversitemiz Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Mahmut Sertdemir, bilinçsizce yapılan kütletmelerin ilerleyen dönemlerde felce hatta ölüme gidebilecek kadar zararlı bir davranış olduğunun altını çizdi.

“Vertebral Arterin Yırtılmasına Bağlı Pıhtı Atma Oluşuyor”
İnsan boynunun 7 omurgadan oluştuğunu anlatan Dr. Öğr. Üyesi Mahmut Sertdemir, “Bu omurgaların yan tarafında vertebral arter dediğimiz beynin arka tarafını, beyin sapını besleyen atardamarlar mevcut. Özellikle boynu çevirdiğimizde, kütletme esnasında bu vertebral arterin yırtılmasına bağlı emboli (pıhtı atma) oluşuyor. Sonrasında gösterilen çalışmalarda hastanın vefat ettiği görülmüş. Boynu sert şekilde çevirdiğimizde rotasyonel harekete bağlı boyunda kaymalar meydana geliyor ve sonrasında omuriliğe ciddi bası oluşuyor. Bu bası sonrasında yoğun omurilik ödemi gelişiyor. Hastaların kolları, bacakları felç kalıyor, sonrasında kaslar da etkilendiği için bu hastalar bir müddet sonra genelde vefat ediyor” dedi.



“Ani Manevraya Bağlı Hastalarda Boyun Kayması, Boyun Kırıkları Gelişebiliyor”
Genelde boyun ağrılarından sonra hastalarda ensede başlayan boyna yayılan gerginlik olduğunun altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Mahmut Sertdemir, “Bu rahatsızlıklar sonrasında genelde insanımız bu gerginliği alabilmek için, rahatlamak için masajlar yaptırıyor veyahut kütletme dediğimiz boynu sert manevralarla çeviriyorlar. Bu kasların esnemesi sonrasında hastalarda geçici bir rahatlama oluşuyor. Ama bu tehlikeli bir durumdur. Sanıldığının aksine öyle basit bir durum değildir. Yapılan çalışmalarda ölümle sonuçlanabilen durumlar tespit edilmiştir. Biz uzmanlar olarak pek tavsiye etmiyoruz. Özellikle iki mekanizma ön planda. Bunlardan bir tanesi atardamarların yırtılması. En sık yaralanan boynun omurgasında her iki yanında bulunan arter dediğimiz atardamarın yırtılması. Bu atardamarın yırtılması sonrasında beyne hızlı bir şekilde pıhtı atıyor sonrasında inme gerçekleşiyor. Bu hastalarda sonrasında eğer beyin sapında inme gerçekleşirse ölümle sonuçlanabiliyor veya felç kalabiliyor hastalarımız. Yine şah damarı dediğimiz karotis arter hasarı oluşabiliyor. Yine buna bağlı felç durumları gelişebiliyor. Bir diğeri de omurgada ani manevraya bağlı hastalarda boyun kayması, boyun kırıkları gelişebiliyor. Bu hastalarda boyun kayması sonrasında kollarda, bacaklarda felç durumu gelişiyor, sonrasında yeterli solunumu destekleyemiyor. Akciğer kapasitesi tam çalışamıyor. Bu hastalar yoğun bakıma alınıyor, bir müddet sonra eğer döndürülemezse kort ödemine bağlı hastalar ölebiliyor” şeklinde konuştu.
 


“Bir Uzmana Başvurmaları Önemli”
Boynu ağrıyan hastaların yapması gerekenlere değinen Sertdemir, “Öncelikle bu boyun ağrılarının bir sürü sebebi var. En sık görülenlerden bir tanesi mesela boyun düzleşmesi olabilir, artı boyun fıtıkları boyun ağrısı yapabilir. Öncelikle bunları tetkik etmek lazım, MR çektirmekte fayda var. Bir uzmana başvurmaları önemli. Geçmeyen boyun ağrılarında eğer cerrahi bir patoloji tespit edilmedi ise veyahut fizik tedaviyle rehabilite edilebilecek bir hasta ise zaten fizik tedavi uzmanlarına yönlendiriliyor. Yine alanında etkin fizyoterapist arkadaşlara yönlendiriliyor. Boyun ağrılarına onlar gerekli müdahaleleri yapıyorlar, işlemler sonrasında boyun ağrılarını geçiriyorlar. Ondan dolayı öncelikle bu işte liyakat sahibi arkadaşlara başvurmalarını öneririz” diye konuştu.

İhlas Haber Ajansı ve İbrahim Yetkin’e teşekkür ederiz.