Faculty of Theology
Birim Menü
Fakültemiz Dekanı Prof. Dr. Fikret Karapınar, Ramazan ayının, ibadet, tevbe, sabır, şükür ve oruç ayı olduğunu ifade ederek, “Kuran’ın indiği mübarek Ramazan ayında Koronavirüsün üzerimizdeki manevi etkisini Kuran ile temizleyelim” dedi.
Ramazan ayının tüm İslam Âlemine hayırlar getirmesini dileyen Dekan Karapınar, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu yılki Ramazan ayı teması “Ramazan ve Sorumluluk Bilinci” hakkında görüşlerini dile getirerek, “Her şeyden önce bizler, Allah’a karşı olan sorumluluğumuzu, kulluk vazifelerimizi yerine getirmek suretiyle icra etmiş oluruz. Bunun yanı sıra Müslüman bir birey olarak bizlerin bedenimize, ailemize, komşularımıza, akrabalarımıza, ülkemiz insanlarına, diğer Müslümanlara ve tüm insanlara karşı sorumluluklarımız vardır. Ayrıca yaşadığımız çevreye ve bizimle dünyayı paylaşan canlı ve hayvanlara karşı da görevlerimiz vardır. Bu sorumluluklarımızın farkında olarak mesuliyetlerimizi yerine getirmeliyiz. Koronavirüs kısıtlamalarının uygulandığı şu Ramazan günlerinde, virüse bulaşmama ve bulaştırmama konusunda, sorumlu davranma yükümlülüğümüz vardır” ifadelerini kullandı.
“Koronavirüsün Üzerimizdeki Manevi Etkisini Kuran ile Temizleyelim”
Koronavirüsün fiziki olarak bulaşmasa da korkusunun manevi olarak hayata, kalplere ve zikirlere yerleştiğini aktaran Dekan Karapınar, “Bu sebeple fiziken olmasa da ruhen hepimiz hastalanmış durumdayız. Gelin bu hastalığı, Kur’an’ın indiği mübarek Ramazan ayında, zikir olan Kitapla temizleyelim. Kur’an ayında Kitabımızı yüzünden okuyarak ailecek birlikte hatmedelim ve Türkçe mealini de birlikte okuyarak anlamaya çalışalım. Onunla tefekkür ve tezekkür edelim. Virüs bize, kıymetini unutmaya yüz tuttuğumuz cami ve cemaati hatırlatmıştır. Bu sebeple namaz kıldırabilecek kadar kıraati düzgün olanlar, eş ve çocuklarından oluşturacakları cemaat ile vakit ve teravih namazlarını eda etsinler. Geceleri teheccüd namazları kılarak bol bol Rabbimize iltica edip dua edelim. O’na yalvaralım ve yakaralım ki bizleri bela ve musibetlerden kurtarsın. Hayatın akışına dalıp gitmiştik, bu kısıtlılığı fırsat bilip nefis muhasebesi ve tefekkür ile ahireti, hesap ve mizanı düşünelim. Aile büyükleri ile birlikte kalıyorsak, onların ahir ömürlerinde gönüllerini hoş tutup dolu dolu güzel vakitler geçirelim. Unuttuğumuz o değerleri yeniden hatırlayalım. Ailecek birbirimize vakit ayıralım, konuşalım, sohbet edelim. Belki de bugüne kadar birbirimize bu kadar vakit ayıramamıştık. Bunu fırsata dönüştürelim. “Ahlakı Kur’an olan” Hz. Peygamberin hadislerini okuyup anlayarak yaşantımıza geçirmeye çalışalım. Sosyal medya ve internette uzun süre vakit geçirmek yerine, ânı kitap okuyarak daha iyi değerlendirmeye bakalım” şeklinde tavsiyelerde bulundu.
Ramazan ayının, ibadet, tevbe, sabır, şükür ve oruç ayı olduğunu vurgulayan Karapınar, “Oruç da diğerkâmlıktır, îsardır. Yardımlaşmanın ve açlığın ne demek olduğunu idrak etmektir. Oruç, kendine güven kazandırır. İradeye sahip çıkmayı öğretir. İç huzuru, doyumu güçlendirir. Kötülüklere ve günahlara karşı da kalkandır” diye konuştu. Karapınar misafirliğe gitmeyerek ve misafir kabul etmeyerek, sosyal izolasyona dikkat ederek hastalığı başkalarına bulaştırmama konusunda da halkı uyardı.
“Oruç Konusunda Hekimlerin Görüş ve Tavsiyeleri Dikkate Alınmalı”
Bakara suresindeki “Ey inananlar! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, sakınasınız diye size de sayılı günlerde farz kılındı... Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden Ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah’ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir.” ayetlerine değinen Dekan Prof. Dr. Karapınar, hastalığı olanların oruç tutma konusunda hekimlerin görüş ve tavsiyelerini mutlaka dikkate almaları gerektiğinin altını çizdi. Karapınar, “Dinimiz, kişileri güçleri nispetinde sorumlu tutmuş, güçlerini aşan veya sıkıntıya yol açan durumlarda kolaylaştırıcı hükümler getirmiştir. Ramazanda oruç tutmakla yükümlü olup geçerli mazeret sebebiyle tutulamayan oruçlar, sonradan kaza edilebilir. Kronik hastalığı olanlar ise fidye vererek sorumluluklarını ifa edebilirler” diye konuştu.
Karapınar son olarak, Hz. Peygamber’in, “Cüzamlıyla aranda bir mızrak ya da iki mızrak kadar mesafe olduğu halde konuş.” buyurduğunu ve “Allahım! Alaca hastalığından, akıl rahatsızlığından, cüzzâm illetinden ve kötü hastalıklardan sana sığınırım.” şeklinde dua ettiğini hatırlatarak sözlerini sonlandırdı.