İnternet ya da dijital kullanım süresi hafta içi 2 saati, hafta sonu 3 saati geçtiğinde akademik başarı negatif etkilenirken, dijital risklerle ilgili ebeveynlere de önemli görevler düşüyor.
Üniversitemiz Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeliha Traş, öğrencilerin dijital ekran başında uzun süre vakit geçirmesiyle beslenme, uyku ve iletişim problemleri yaşanabileceği gibi eğitim hayatındaki akademik başarıda da düşüş olabileceğini kaydetti.
Prof. Dr. Zeliha Traş, okulların açıldığını, akademik olarak çalışmalar başladığını hatırlatarak, öğrenciler ve öğretmenlerle beraber güzel bir döneme başladıklarını söyledi. Öğrencilerin bir yandan da yaz döneminden kalma bazı dijital alışkanlıkları olduğunu ifade eden Prof. Dr. Zeliha Traş, “Özellikle dijital ekran bağımlılığı veya ekran süresinin uzun kalması, internette uzun süreler vakit geçirme, internette oyun oynama sürelerinin uzaması gibi problemler nedeniyle okullardaki akademik başarı ve sosyal beklentilerde bazı aksamalar söz konusu olabilir” dedi.
"Akademik Başarıda Düşüş Söz Konusu Olabilir"
Öğrencilerin bazı temel ihtiyaçları olduğunu belirten Prof. Dr. Traş, “Bu temel ihtiyaçların başında elbette beslenme, barınma, uyku, güvenlik geldiği gibi bir de sosyal ihtiyaçlarımız var. Bu sosyal ihtiyaçlarımızı da ailelerle ve arkadaşlarla karşılamaya çalışıyoruz. Öğrencilerimizin aileleriyle vakit geçirmeye ihtiyacı olduğu kadar arkadaşlarıyla da vakit geçirmeye ihtiyaçları var. Peki bu ekran bağımlılığı riskleri, dijital ekranla ilgili riskler bize neyi getiriyor? Birincisi öğrencilerde beslenme bozuklukları, uyku sorunları, sosyal arkadaşlık iletişim problemleri, en önemlisi aileleriyle olan iletişim problemleri meydana gelebilir. Bir yandan da tabii okul ve eğitim hayatı başladı, akademik başarıda düşüş söz konusu olabilir. Ekrandaki süre arttıkça dikkat eksikliği daha fazla olabilir. Peki aileler, ebeveynler bu konulara nasıl yaklaşmalı? Ailelerin çocuklarıyla beraber geçirdiği sürenin kaliteli olması, çocukların ihtiyaçlarının giderilmesi ve çocukların mutlu olması, eğlenmesi ve iyi vakit geçirmesi üzerine kurulu bir sosyal hayat planladığımızda bunların üstesinden daha kolay gelebiliriz. Örneğin hafta sonları öğrencilerimizin bir spor etkinliği yapması, fiziksel bir etkinlik yapması, müzikle ilgili bir çalışma yapması ve kendi ilgi yetenekleri doğrultusunda bazı çalışmalara yönlendirilmeleri ekran riskini azaltabilir” ifadelerini kullandı.
“Hiçbir Sosyal İletişim Olmaksızın Ekranla Uzun Süre Vakit Geçirilmemeli”
Öğrencilerin ekran başında geçirdiği sürenin önemli olduğunu ifade eden Zeliha Traş, “Ebeveynler olarak öğrencilerimizdeki ekran bağımlılığı riskini tespit ettiğimizde yani bu beslenme, uyku bozuklukları olabilir, akademik başarı düşüşleri söz konusu olabilir, öğrencilerimizin önce ekran süresine bakmalıyız. Ekran süresi özellikle küçük yaşlarda yani ilkokul, ortaokul gibi 0-2 saati geçmezse eğer hafta içi aralığında, bu öğrencilerimizin akademik hayatını etkilemez, derste ödev yapma sürelerini etkilemez, sosyal arkadaşlık ilişkilerini etkilemeyebilir. Yani bizim teknoloji ve dijital dünyadan uzak kalmamız değil, doğru şekilde kontrol ederek ve ihtiyacımız oranında kullanmalarına destek olarak ancak sağlayabiliriz. Bir de özellikle internet ya da dijital kullanım saatlerinin hafta içi ya da hafta sonu olmasıyla da ilişkili bulgular var. Hafta içi 0-2 saati geçtikten sonra akademik başarılarda negatif etkilenme görüyoruz. Eğer hafta sonuysa bu, 3 saati geçtiğinde akademik başarının negatif etkilendiğini görüyoruz. Öte yandan uyku bozuklukları devreye giriyor. Uyku bozukluğu, hem dikkat eksikliği oluşturuyor hem de fiziksel bazı problemleri de beraberinde getiriyor, görme ve işitme sorunları, postür ve duruş bozuklukları gibi. Peki ebeveynlerle biz çalışırken en çok neye değinmeliyiz? Çocuğun yaş grubuna göre, çocuğun temel ihtiyaçlarına göre, gelişimsel özelliklerine göre sosyal, fiziksel, resim, müzik, sanat ve spor gibi etkinliklere yöneltmemizde fayda var. Diğer bir önerimiz de, çocuğun uzun süreli bir ekranla, herhangi bir sosyal iletişim olmaksızın vakit geçirmemesini sağlamalıyız. Yani çocuk eğer 1 saat ya da yarım saat kadar ekranla vakit geçirdiyse, bu bir ödev olabilir, oyun olabilir, bir çizgi film olabilir mutlaka ara vermesini önermeliyiz. Bu ara verme biçimi bir sosyal etkinlik olabileceği gibi, ailecek piknik yapma, ailecek beraber bir etkinlik yapmak, oyun, eğlence gibi de olabilir” şeklinde konuştu.
Bazı çocuklarda ekran kullanım süresinin artmasına bağlı olarak bazı problemler gözlenebileceğini kaydeden Traş, “Eğer aile çocuğunda sosyal iletişim eksikliği yaşıyorsa, kendileriyle beraber vakit geçirme süresinin azaldığını, uyku süresinde bir azalma ve bozukluk, beslenme problemleri görüyorsa, ya aşırı besin tüketimi ya da çok az besin tüketimi gözlemliyorsa, buna eşlik eden akademik başarı düşüşü, dikkat eksikliği, postür ve fiziksel sorunlar varsa mutlaka önce çocuklarının okullarındaki rehber öğretmenlere başvurmalı. Sonrasında rehberlik ve araştırma merkezleri ve hastanelerin çocuk ve ergen psikiyatri servisleri bu konuda yardımcı olabilir” diye konuştu.
İhlas Haber Ajansı'na ve Enver Furkan Çelebioğlu'na teşekkür ederiz.